Yanlış okumadınız. Yazının başlığı; ¨yeni başlamayanlar¨ için.
Dile kolay, neredeyse 6 yıldan bu yana, yaz-kış demeden gidiyoruz Ada’ya.
Kalmadığımız oteli, ayağımızı denize sokmadığım koyu, kaybolmadığımız yolu,
tadına bakmadığımız kalamarı, araç kiralamadığımız rent a car’ı, gölgesinde
serinlemediğimiz köy meydanı, içmediğimiz şekil frappe’si,
kalimera’laşmadığımız esnafı kalmadı.
Yunancalar mı öğrenmedim bu uğurda (toplam 16 kelime), Emoprios koyunun
arkasındaki tepeye yalınayak tırmanıcam diye ayağımın altını mı yarmadım hart diye.
İşte bunlar hep ¨islomani¨ denen
illetten. 15 yıl önce, Gökçeada’da bir yapıştı yakama, bir daha da bırakmadı. (*islomania: dümdüz anlamıyla ada
manyaklığı. Bir adada, denizle çevrili küçük bir dünyada olduğunu bilmek ve
bundan tuhaf bir zevk almak)
Konumuza dönecek olursak, kısaca ¨anne ben Sakızlı oldum¨ da diyebiliriz.
E, sizler de epeydir, adayı keşfetmeye başladığınızdan cacık’a caciki
deyin, en iyi reçeller için çarşı içindeki Reçelci Rena’yı deneyin kısımlarını
ışık hızıyla geçiyorum (yine de ben bi’okuyayım derseniz, google’dan bknz: daha
önceki senelerde yazdığım Sakız notları)
Önce size adanın yerlisi olarak en büyük tüyoyu vereyim: Sakız Adası hafta içi güzel! Birincisi,
istediğiniz fiyata, istediğiniz model araç bulabiliyorsun, ikincisi her yer
sakin, restoranlar tıka-basa değil, üçüncüsü kendini adanın yerlisi gibi hissedebileceğin
tek zaman dilimi.
Hazırsanız bugün, nasıl gidelim, kimden araç kiralayalım, hangi ¨farklı¨
köye gidelim’le başlayalım. Yarın da ¨nerede kalalım, hangi yeni restoranı
deneyelim, hangi dükkanı keşfedelim ile devam ederiz.
Nasıl gidilir?
Bildiğiniz gibi Sakız Adası’na, 2 farklı feribot firması çalışıyor. Sakız
ulaşımını ilk başlatan firma olan Ertürk Turizm, bu yıl havalı bir katamaran
seferi koymuş bu hatta. Baya konforlu bir biçimde 20 dk’da Sakız’da oluyorsun.
Gitmeden önce sefer saatlerine bakın: www.erturk.com.tr - Gidiş – dönüş 26 EU.
Gidilmemiş köyleri
keşfedin:
Pyrgi’yi, Mesta’yı hatmettiyseniz buyurun Olimpi, Vessa, Lagada ve Armolia
köylerine... Olimpi: 14. Yüzyıldan kalma, nefis bir ortaçağ köyü. Merkezden 31
km güneyde. Mesta’vari Minik taş evler, küçük kahveler, sinirli lokantacı
teyzeler köyün vazgeçilmezi. Yakınındaki yer altı mağarası Sikias, nakış gibi
sarkıtlarıyla görülmeye değer. Armolia: benim favori seramik köyüm. Köy
tüm geçimini el yapımı seramikleri satarak sağlıyor. Girişteki Christina Rikaniadi’nin dükkanı el
yapımı deniz atı ve kelebekleri ile benim favorim Vessa: bu yıl keşfettim, hastasıyız. Mardin’in minyatürünü yapmış zamanında Cenevizliler.
Mutlaka görülmeli! Lagada:
Günbatımında balık yemek için daha güzel bir köy / koy olamaz. Kombos: Merkez’in hemen 4,5 km
güneyindeki 140 küsur restore edilmiş
taş konaktan oluşan köy. Merkeze o kadar yakın ki bana mahalle gibi
geliyor. Narenciye bahçeleri ile çevrili bir vadi.
Görmeden dönmeyin:
Citrus Portakal Müzesi
1500’lü yıllardan itibaren adadaki narenciye ticaretini anlatan, nefis bir
butik müze. Kocaman bahçeli bir taş konağın içinde yer alıyor. 1500’lere kadar
adada hüküm süren Cenevizliler için portakal o kadar değerli bir ihracat
maddesi ki; 4 adet portakalın satış fiyatı, bir işçinin günlük yevmiyesine denk
geliyor. O nedenle portakalı üzeri altın yaldızlı kağıtlara mı sarmamışlar
zamanında, neler neler. Müzenin bahçesindeki cafe’de Citrus markalı portakallı
badem ezmeleri, portakal reçelleri ve kakaolu portakallı lokum satılıyor ki;
ben böyle bir lezzet görmedim ömrümde. Ziyaret
saatleri için bkz: www.citrus-chios.gr
Bu plajlarda yüzün:
Benim adadaki favori plajlarım daha çok bakir koylar. Özellikle bu yıl,
Lithi plajına gitmeye çalışırken tesadüfen keşfettiğim, adanın güneyindeki
Eleniti, sıfır tesis ama muhteşem güzellikte bir deniz ve ormanla kucaklıyor
sizi. Onun dışında bu yılki favori plajlarım; her zamanki gibi siyah volkanik
taşları ile ünlü Emporio, Aigia fotia, Vrulida. Bşraz daha hareket isterseniz,
akşam üstü düzenlenen sunset partileri ile ünlü, genç arkadaşların uğrak yeri
Komi plajını seçebilirsiniz.
Deniz’in turların
katılın:
Deniz Uyanmaz, adada yaşayan tek Türk damadımız. Yarım yarım Türkçe
konuşan, gül yüzlü Alexa ile evli. 4 yıldır adada olan Deniz, aynı zamanda iyi
bir balık adam. Adanın tarihini, girdisini çıktısını avucunun içi gibi
öğrenmiş. Her gün çift katlı otobüs ile belli başlı 3 köyü kapsayan Türkçe
günlük turlar yapıyor. Deniz’e ulaşmak
isterseniz cep telefonu: +905365437803
Ayrıntılı tur programını ise www.sakizrehberi.com adresinden
görebilirsiniz.
Araç kiralama:
Eğer günübirlik gitmediyseniz muhakkak araç kiralayın derim. Hafta içi
günlük 30 EU’dan başlayan fiyatlar, hafta sonu Türklerin adaya akın etmesiyle
birlikte 90 EU’lara kadar tırmanıyor. O yüzden hep söylüyorum; ada hafta içi
güzel! Benim son 4-5 yıldır araç kiraladığım dükkan: ¨Vassilakis Rent a Car¨. Bu yıl araçlarını da yenilediler. Tek sorun
adaya gitmeden en az 3 gün önce araç kiralama işini halletmeniz gerekiyor.
Hem merkezde (Chandris Otel’in arka sokağında, hem de Karfas’ta şubeleri
var) Tel: +30 2271029300 Ya da dilerseniz internetten form doldurup
aracınızı ayırtabilirsiniz: www.rentacar-chios.com
YENİ
Yeldeğirmenlerinin kıyısında; İl Miloi
Yeldeğirmenlerinin kıyısında; İl Miloi
Akşamları beyaz örtülü şık bir ¨fish tavern¨ e (balık lokantası)’na dönüşen
mekan bu yaz başında açıldı. Çok değişik mezeler var özellikle patlıcan ve
karidesle harikalar yaratıyorlar. Tipik, temiz bir aile işletmesi. Merkezden
kuzeye doğru kıyıdan devam ettiğinizde yaklaşık 3 km sonar meşhur yel
değirmenlerini ve İl miloi restoranı göreceksiniz. Yazın, yüksek sezonda rezv. yaptırmakta
fayda var. Restore edilen ve ışıklandırılan yel değirmenlerinin buradan seyrine
doyum olmuyor. Adalar arasında gördüğüm en romantik nokta diyebilirim.
+306973038514
YENİ
Pyrgi evlerini
tabloya işleyen dükkan; Ksenos
Prygi mozaik kaplı evleri, sakız ayıklayan teyzeleri, begonvilleri ve
meydanı ile gönlümüzün en sevimli köylerinden. Buraya yaz başı açılan minicik
bir hediyelikçi var. Aslında bir etnik market. İçinde taş boyamalar, reçeller,
seramikler ve daha bir sürü şey var. Ama en önemlisi Manos Kottatis ismli genç tasarımcının Pyrgi evlerini alçı ve
mozaik ile tuvale işlediği tablolar. Fiyatı 12 EU’dan başlıyor. Tel: +30 693 236 2032
YENİ
Hem beach
& hem gece kulübü; DA LUZ
Sakız’da gece hayatı yok dyenlere duyrulur! Merkez’den karfas’a giden yol
üzerinde, Kontari plajında bu Temmuz başında açılan Da Luz, gündüzleri beach
club, geceleri ise çeşitli party’lere ev sahipliği yapan bir kulübe dönüşüyor.
Müzik de iyi kokteyller de. www.facebook.com/DaluzBeachBar
Nerede
Kalalım?
Türklerin keşfi ile adadaki nitelikli otel, motel, pansiyon sayısı da hızla
artıyor. Ben size bugüne kadar denediklerimi yazayım en iyisi. Chandris:
Büyük otel fobimden dolayı pek yanaşmadığım Liman’daki görkemli otel
Chandris’te ilk kez bu yaz konakladım. Son derece konforlu, temiz, sabah
kahvaltısı ve ala carte akşam yemeği çok başarılı. Türkçe konuşan
resepsiyonistler her derdinizle ilgili. Çift kişilik oda fiyatları yüksek
sezonda 89 EU’den başlıyor. Kyma: İzmirli
Güher Hanım’la Sakızlı eşi Teodoros’un aşkından doğan aile oteli.
Kordon’un hemen bitiminde nefis bir yalı. Her yere
yürüme mesafesinde.
Eskiyi temiz göstermek dünyanın en zor işidir, ama bu otel tertemiz. Zaten Teodoros’u tanıdıktan sonra bunları hiç
mesele etmiyorsunuz,
zira Sakız’ı sevesiniz diye yapmadığını bırakmıyor.
Thedoras’a ve Güher Hanım’a Türkçe mail atarak rezervasyon yaptırabilirsiniz. 2 kişilik
oda +
kahvaltı 77 euro kyma@chi.forthnet.gr
YENİ OTEL
Sardunaki,
Sakız’da!
Alaçatı’dan tanıdığımız Sardunaki Otel, Sakız’a şube açtı. Sakız’ın en
güzel köylerinden birisi olan Olimpi
köyünde, 200 yılın anılarını ve tarihini hala hissettirebilen bir ev. İster 2
kişi ister sekiz kişiye kadar kalabileceğiniz bu evin, 360 derece manzaralı bir
de terası var. Pirgi ve Mesta 5’er dakika mesafede. 5 dakika sonra
ulaşabileceğiniz bir yer daha var. Akvaryum gibi bir deniz ve muhteşem bir
kumsal… Kişi başı 25 EU’dan başlayan fiyatlarla… Tel: 0. 532. 2740437
En sevdiğim
restoran: Agyra
Bundan 5 yıl önce, merkezden yola çıkmış, hemen güneye doğru inen yolda Karfas’ı
geçmiş, Megas Limnionas köyüne
gelmiş ve yolumuzu kaybetmiştik. Öğle sıcağı ve açız. Arabayı durdurduk, Bir
restoranın önünde bahçesini sulayan adamın yanına gittik ve yol sorduk. Daha
yol tarifini bile dinlemeden, restorandan gelen güzel kokular sayesinde
kendimizi Agyra’nın bahçesine oturmuş bulduk. O kadar gğüzel ve o kadar hesaplı
bir yemek yedik ki; İşte o günden beri artık arkadaşım olan Giorgio’nin (Yorgo)restoranı
Agyra’ya giderim ben. Velet ve yakışıklı oğlu Cumartesi geceleri bir buzuki
çalıyor ki, sormayın gitsin… Kendinize Yunan usulü kalamari ve mastello peyniri
ısmarlayın. Tüm aileye benden de selam söyleyin. www.facebook.com/taverna.agyra - +30 2271 032178
0 yorum