Yaptım. Vallahi de, billahi de yaptım! Atlayana kadar öldüm öldüm dirildim. Atlayana kadar, en az 4 kere ¨yok ben yapamayacağım¨ dedim. O tepeden, Babadağ’ın zirvesinden koşarak aşağıya inmek istedim. Ama sonra bir şey oldu. Tepeye 4 arkadaş çıkmıştık ve hepsi gıkını
çıkarmadan atladı. Onlar önümden peşi sıre bir kuş misali havalandıkça bana da
bir cesaret geldi. Pilotuma baktım, son derece tecrübeli, 15 yıllık uçuş
eğitmeni Mehmet hoca (Mehmet Bolat). ¨Atlar mıyız Hocam¨ dedim. Atlarız dedi.
Ölmez miyiz Hocam dedim. ¨Hava iyi, rüzgar sıkıntısız, akrobasiye girmeyeceğiz
ve korkma ölmeyeceğiz¨ dedi.
Ve atladık.
2000 metreden. Fethiye’deki Babadağ’ın zirvesinden, Ölüdeniz’in üzerine. Defalarca
karadan izlediğim yamaç paraşütçülerinden biriydim şimdi. Hayatımın en özel, en
başka anı. Kelimelerle tarif etmenin imkanı yok. Üzerinde oturduğum sırt
çantası gibi bağlanan bir koltuk, tepemde bir kamera, yanımda Mehmet Hoca,
altımda dünya!
Sanki litrelerce şampanyayı, bir dikişte içmişsin gibi. Sanki bir boeing’in
içinde, bussiness class’ta gidiyormuşsun da sen manzarayı daha iyi seyret diye,
uçağın tepesini sağını solunu açmışlar gibi. Bundan böyle hayatın atlayıştan önce ve
atlayıştan sonra diye ikiye ayrılacak, hazır mısın? Diye sormuştu tepeye
tırmanırken yanımdaki arkadaşım.
Ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyorum.
İnsanın üzerine öyle bir güven geliyor ki atladıktan sonra.
Ben diyorsun ben, bunu da yaptım ya; dünyadaki her zorluğun üstesinden gelirim.
Böyle tuhaf bir cesaret geliyor insanın üzerine. Akıl alır gibi değil.
Nasıl yapmalı,
nasıl gitmeli, nasıl atlamalı?
Bir kere, ilk uçuşunuzsa yalnız gitmeyin. Yanında size cesaret verecek,
birlikteyken çok eğlendiğiniz insanlar olsun. Hayatınız boyunca
hatırlayacağınız bir deneyimi paylaşmaktan daha güzel hiç bir şey olamaz. (Bana
bu sonsuz cesareti veren Barış, Alişan ve Gülşen’e, sonsuz teşekkürler)
Daha teknik detaylara girecek olursak; Yamaç paraşütü, ilk bakışta serbest atlama paraşütüne
benzeyen, bir paraşüt ile uçak yerine, yüksek bir tepeden koşulmak sureti havalanan
ekstrem spor türü. Sivil havacılık mevzuatlarına göre çok hafif hava aracı
(ÇHHA) sınıfına giriyor. Eğimli ve yüksek bir tepeye açık olarak serilen
paraşüt, pilotun koşmaya başlaması ile hava ile doluyor ve pilotla birlikte
havalanıyor. Uçuşların süresi kullanılan malzemenin performansı ve pilotun
tecrübesine bağlı olarak kilometrelerce / saatlerce sürebiliyor (biz 25 dakika
havada kaldık). Ülkemizde yamaç paraşütü
sporu 1990 başlarında Babadağ'ın yabancı pilotlar tarafından keşfedilmesi ile
tanınmış, ilk olarak üniversite kulüplerinde aktif olarak başlamış. Bilinen en
ekonomik hava aracı olması ve doğa sporları ile iç içe olması, bugün geniş bir
kitle tarafından sevilerek yapılmasını sağlamış. Yamaç paraşütü, diğer hava
araçlarıyla kıyaslandığında, öğrenmesi en kolay olanı. Belli sağlık koşulları
içinde hemen herkes yapabiliyor. Bunun için ülkemizde başvurabileceğiniz en önemli
kuruluş Türk Hava Kurumu. Türk Hava Kurumu dışında, Babadağ’da uzun yıllardır
uçuş yapan pilotlar ve okullar mevcut.
Mehmet Bolat, göklere aşık bir adam!
Yamaç paraşütü
kurallarına uyulduğu, ciddi bir pilot ile uçulduğu taktirde, tehlikeli bir spor
değil! Ama dediğim gibi çok iyi bir pilot ve okul ile uçmanız şart. Babadağ’dan
yıllardır uçan iyi pilotlar var. Fotoğraflarda da gördüğünüz Mehmet Bolat
onlardan biri. Geçtiğimiz yıllarda, Kırklareli ve Hatay Valisi’ni, hatta 5. Jet
üssü komutanını bile uçuran, Mehmet Hoca, uçuşa başladıktan sonra ¨kuşların ne
hissettiğini daha iyi anladığını ¨ve bir daha bırakamadığını söylüyor. Uçuş
ücreti, sezona ve mevsime göre değişiklik gösterebiliyor. Bu nedenle Mehmet
Bolat’a 0539 788 78 73 no’Lu telefonundan ulaşmanızda ya da www.skywalker.comtr adresine bakmanızda fayda var.
0 yorum