SONBAHARDA YARIMADA BÜYÜSÜ; DATÇA

07:55

Eylül, tüm Güney Ege kuytularının olduğu gibi Datça’nın da en güzel zamanı. Güneş yakıcı etkisini yavaştan azaltmaya başlarken bu büyük, bu mağrur, bu nefis yarımada mevsimlerin en etkileyicisine hazırlıyor kendini.

Okulların açılmasıyla birlikte biliyorum daha da çok yer açılacak kaşiflere. Çocuk sesleri, şezlonglar, valizlerle birlikte arabalara yüklenirken; şen kahkahalar giderek uzaklaşacak. Ve Datça’nın lacivert suları, yeşil dağları, bükleri, minik restoranları, balı, bademi; yumuşacık bir sonbaharın emsalsiz tembelliğine bırakacak kendini bir kez daha.

Her geçen yıl daha da  büyüyormuş gibi geliyor bana Datça. Bu yaz yeni restoranlar, sanat galerileri, yeni küçük oteller ile daha karakteristik bir havaya bürünmüş gibi sanki. Datça’nın klasik adresleri ise mönülerini yenilemiş, yerel malzemelerle daha sofistike lezzetler yaratma peşine düşmüş.

Bakın bu sonbaharda Yarımada’nın büyüsü bize ne fısıldıyor...

Toscana değil, Datça
Olive Farm Guest House
Olive Farm 1995'te Amerikalı mühendis Richard Rosenberg tarafından Datça'da 350 bin metrekare arazi üzerinde kurulmuş. Kuruluş amacı dünyanın en kaliteli zeytinyağı ve yan ürünlerini üretebilmekmiş. 2005 yılında Rosenberg yaşlanınca Olive Farm'ı İstanbullu bir Datça aşığına satarak memleketine dönmüş. Arazinin tamamı organik tarım sertifikalı. Bugün Olive Farm bahçelerinde Organik Zeytinyağı, Sirke, Zeytin ağacından ahşap oyuncaklar, mutfak eşyaları, envai çeşit meyve, bitki ve bunlardan yapılan doğal reçeller, pekmez, sabun vs. yanı sıra zeytinyağı bazlı doğal bakım ürünleri, cilt kremleri, saç bakım ürünleri elde ediliyor. Ve ürünlerin tamamı Türk kullanıcısı ile buluşuyor.
Guest House ise Olive Farm'ın verimli topraklarında, zeytin, portakal, turunç ağaçları arasında bu yaz başı açılan, konfor ve doğallığın bir arada olduğu bir butik otel. Daha kapıdan girince el değmemiş Datça florasının büyüsüne kapılıyorsunuz. Kapıdan girip ahşap yolları takip ettiğinizde portakal ağaçlarının arasına saklanmış serin bir havuz karşılıyor ziyaretçileri. Jakuzi, sauna, buhar odası ve sekizgen formlu, duvarları masalsı vitraylarla örülü kitaplık da bu alanda. Odalarla çevrili iç bahçenin baktığı alanda ise yaşlı bir zeytin ağacına ev sahipliği yapan, peynirine kadar her şeyini kendi üreten organik restoran var. Odaların bazıları çift katlı. Hepsi bahçeli ve klima kullanmaya gerek bıraktırmayacak serinlikte. Eylül ayında 2 kişilik oda, kahvaltı dahil 100 EU. - Güller Dağı Çiftliği, Reşadiye Mah. No: 30; 0.252.7128377; olivefarmguesthouse.com

Köyün içinden çıkan sürpriz
Yakamengen Restaurant – Yaka Köy
Yaka, bulunduğu köyün isminden; Mengen ise asırlık, taş bir yağhane olan binadaki zeytin sıkma mengenesinden geliyor. Sahibi Arda Serim ve ortağı; aslında İstanbullu 2 yazılımcı. 8 sene önce bu köye gelip yıkık dökük olan bu yağhaneyi satın almışlar. Emek emek adam edip ortaya yüksek tavanlı, kocaman bahçeli, Toscana tipi bir taş restoran çıkarmışlar. Mönüde bademli tavuk, cevizli-paprikalı ezme, havuç borani, şarap soslu antrkot ve bademli portakal soslu muhallebileri gibi yöresel usullerle hazırlanmış lezzetler var. – Yaka Köyü 48900; 0.252.7255393;

Her yaz farklı meze
Fevzi’nin Yeri
Datça Merkez’de, İskele Mahallesi’ndeki Vakıf Bank’ın arka sokağında. Datça’nın eskilerinden ama eskimeyenlerinden. Meze konusunda kimse üzerine tanımıyor. Fevzi’nin Yeri’ne her gidişinizde farklı mezelerle karşılaşıyorsunuz. Herkesin mutlu ayrıldığı bir lokanta. Bu yılki mönüde; yeşil domates turşulu midyeli pilav, papatya otu, kurutulmuş kalamar, sarımsaklı Tulum ezme, acılı badem ezmesi, deniz şakağıyı gibi yenilikler var. Çiftlik balığını kapıdan içeri sokmuyorlar. İsteyene kendi mamulleri nefis gelincikli votka ve lavantalı votka hazırlıyorlar. İskele Mahallesi, Kumluk Plajı Mevkii; 0 252 7129746; fevzis.com

Palamutbükü’ne farklı bir dokunuş
Le Jardin de Semra

Palamutbükü’nün salaşlığında, teknelerin yanaştığı minik dalgakıranın tam karşısında. Nefis bir taş bina ve arkaya doğru uzanan harika bir bahçe. Hiç bilmeden bile gitseniz farklı mimarisi ve stili ile illaki dikkatinizi çekiyor. Palamutbükü'nün bilinen en eski yapısı olan Taş Ev, koya adını veren Palamut Ağacının kozmetik sanayinde kullanılan meyvesinin (Pelit) ticareti sebebiyle 29. yy başından 1960'lara kadar gümrük binası olarak kullanılmış. Sahibi Semra, önce Fransa’da, sonra İtalya’da okumuş. 3 dil bilen, acayip sevilen, çok komik ve zevk sahibi bir kadın. Mönüde Bademli Datça salatası, black§white steak, romlu-dondurmalı incir tatlısı gibi tadı damakta kalan lezzetler var. Nisan ayından Kasım sonuna kadar açık. Yemek sonrası mojito, gelincik votka, caiprinha içmeye gelen de çok.  - Palamutbükü Liman Karşısı; 0.252.7255296; lejardindesemra.com

Görmeden dönmeyin: Knidos Antik kenti


Türkiye'nin en büyülü yarımadası #Datça...Yarımadanın ucunda yer alan Knidos Antik Kenti, muazzam konumu nedeniyle mutlaka ziyaret edilmeli.Knidos'taki yirmi bin ve on bin kişilik tiyatro, pembe tapınak, kâinat tapınağı, Akropol, Nekropol (mezar odaları) başlıca eserler. Ne yazıktır ki; 1856-1858’de İngiliz arkeologlar kazılarda bulduğu heykel, kandil ve sikkeleri Londra’daki British Museum’a kaçırmışlar. Büyük tiyatronun mermer taşlarını ise Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa; Kahire’deki sarayının inşaatında kullanmış... bugün bize kalan da yıkık bir şehir ve bu nefis manzara... #Datça #Knidos#SeyahatÖzgürlüktür #vsco #vscoturkey #vscotravel

DATÇA’NIN EN  İYİ BALCISI
Datça Merkez’deki emniyet binasının tam karşısındaki Canbey iş hanındaki Osman Ballı’dan Datça’nın meşhur kekik balı ve bademinden alın. Bademin çeşit çeşit cinsi var. En makbul olanı “Nurlu Badem”. 


EL YAPIMI T-SHIRT; MON DATÇA
MON, ürünlerinin tasarımını ve çoğaltımını elde yapan bir tasarım grubu. Şimdilik 4 tasarımcıdan oluşuyor ve 4’ü de Datça’da yaşıyor: Gökçe Deniz Balkan, Sevil Tunaboylu, Yeşim Endes ve Cem Kaya. El yapımı nefis t-shirt’ler, el yapımı bez çantalar ve rengarenk eşarplar var. MON, 5 Temmuz itibariyle Datça yat limanı girişindeki butik dükkanında ürünlerini satışa sunmuş bulunuyor. Muhakkak ziyaret edile. Atatürk Caddesi Maya Apart’ın altı 90/A Datçawww.facebook.com/mondatca

You Might Also Like

1 yorum

  1. Yazınızı ilgiyle ve beğenerek okudum. Datça'ya iki kez gittim ve çok beğendim. Sayısız koyları, ışıl ışıl denizi, köyleri ve sakinliğiyle beni büyüledi. Yazınızı okurken Datça hakkında bilmediğim kimi bilgileri öğrendim. Gezmeyi, görmeyi, yemeyi ve öğrenmeyi seven biri olarak blogunuzu çok beğendim.. Harika bir anlatımınız var..

    Teşekkür ediyorum. Saygılar..

    YanıtlaSil

Belki bunları da seversin

About me