İZ BIRAKAN KUZEY İTALYAN; TORİNO

09:10

İtalya’nın eski başkenti Torino; görkemli meydanları, lezzet odaklı festivalleri, tematik müzeleri ile her yıl daha çok gezgin tarafından, Avrupa’nın en parlak destinasyonları arasında gösteriliyor.


Ilık bir Eylül sabahı, Torino’da...
İtalya’nın Kuzey Batı’sındaki Piomonte Bölgesi’nde bulunan, güzel barok cepheler, avlular, nefis ağaçlarla çevrili bulvarlar ve Po nehri ile olağanüstü Alpler manzaralarının eşlik ettiği bu güzeller güzeli şehri ikinci ziyaret edişim.  İlki geçtiğimiz Mart ayında, takvimime 1 yıl öncesinden aldığım, tarih gelsin de gideyim diye gün saydığım Torino Ulusalararası Çikolata Festivali  CIOCCOLA-TO içindi. İlkinde 5 gün kaldığım Torino’yu bitiremedim. Doyamadım. Sokaklarından, meydanlarından, küçük restoranlarından, gurme marketlerinden kendimi alamadım. İşte yine bir Eylül sabahı, bu kez tadı damağımda kalan Torino’yu baştan başa yürüyerek bitirmek ve nefis sonbaharı içime çekmek için bir kez daha buradayım. 

Nasıl gidilir?

Türk Hava Yolları geçtiğimiz yıl Mart ayında Torino’ya direkt uçuş başlattı. Bunu duyar duymaz İstanbul’dan haftada 2 gün karşılıklı yapılan seferlere biletimi almıştım. Bu kez daha şanslıyım. Çünkü Torino kısa sürede o kadar beğenilmiş ki; Ağustos ayından bu yana İstanbul’dan Torino’ya  her gün, karşılıklı 2 sefer düzenleniyor.

Neden gidilir?

İlk ziyaretimde hem Çikolata Festivali, hem de ¨Slow Food¨ hareketinin ana vatanı olması sürüklemişti beni Torino’ya. Açıkçası yıllarca bir sanayi kenti olarak bildiğim bu şehre dair çok fazla bilgim yoktu. Seyahat vakti yaklaşıp araştırmalarım hızlanınca, kalp atışlarım da hızlanmaya başladı. Çünkü İsmi İtalyancada ¨küçük boğa¨ anlamına gelen, tarihi M.Ö. 28 yılına dayanan bu kent; pek çok defa kuşatılmış, yıkılmış ve her seferinde küllerinden yeniden doğmuştu.  1720’li yıllarda İtalya Birleşik Krallığı’nın başkenti olan Torino; o günden sonra hemen hiç bir binası, meydanı, heykeli, köprüsü bozulmadan günümüze dek ulaşmayı başarmıştı.

Mücadelelerle dolu bir tarih

Torino’da bilinen en eski yerleşim M.Ö. 218’de Kartacalı Hannibal’in saldırısıyla yıkılmış. Sezar’ın hükümdarlığı sırasında yeniden kurulan kent, Savoy Dukalığının başkenti olduğu 1500’lü yılların ortalarında büyük gelişme göstermiş. 18. yy’da Sardinya Krallığı’nın başkenti olan Torino, kısa sürede Avrupa’nın en önemli şehirlerinden birine dönüşmüş. 19. yüzyılın ortalarında ise İtalyan devletlerinin kralları Birleşik İtalya konusunu görüşmek için Torino’da bir araya gelmiş. Ve Torino 1861-65 yılları arasında Birleşik İtalya’nın ilk başkenti unvanını kazanmış. Son yüzyılda ise hızla sanayileşen kent, İtalya’nın önde gelen üretim merkezlerinden biri olmuş. Son yıllarda şehrin sanat ve sosyal yaşamına yapılan yeni yatırımlar sayesinde de Avrupa’nın önemli kültür merkezlerinden biri olma yolunda ilerlemeye başlamış. İşte şimdilerde dünyanın her yerinden ve Türkiye’den pek çok insan bu tarih ve sanat kokan kenti keşfe geliyor.

Torino’yu keşfe çıkmak

Torino’da, ızgara şeklindeki şehir planı sayesinde yön bulmak hiç zor değil. Simetri harikası olarak anılan şehrin mimarisi ise 2000 yıllık tarihe tanıklık ediyor. Barok’tan Helenistik’e ve Art Nouveau’ya uzanan bir tarih sunan şehir mimarisi adeta  açık hava müzesini çağrıştırıyor. Via Roma, prestijli dükkân ve kafelerin sıralandığı ana cadde. Hemen bu ünlü caddeyi takip eden Piazza San Carlo ve Piazza Castello ise şehrin kalp atışlarını takip edebileceğiniz iki güzel meydan. Torino, dinsel yapılar ve saraylar açısından da çok zengin bir kent. Savoy Kraliyet Sarayı tüm bölümleriyle UNESCO Dünya Kültür Mirası ilan edilmiş. 


Duomo olarak anılan Rönesans Katedrali, 17. yüzyıl tarihli Palazzo Reale, kaleyi andıran Palazzo Madama, Palatine Kuleleri, Meryem Ana  ikonası ile ünlü Santuario della Consolata şehrin görülmeye değer yerlerinden. Torino’nun baş döndürücü enerjisi çoğu kez akşamları bile hız kesmiyor. Bir cafe’de oturup espresso’nuzu yudumlarken akıp giden kalabalığı izlemek, her köşe başında görkemli bir bina ile karşılaşmak, keyifli restoranları, küçük galerileri, kahve dükkanlarını ve şık giyimli Torinolu’ları izlemek bile başlı başına bir deneyim.

Ulusal Sinema Müzesi

Torino’nun en çok ziyaretçi çeken cazibe merkezlerinden biri Ulusal Sinema Müzesi. İtalya’nın Eyfel’i olarak nitelenen Mole Antonelliana Kulesi’nin ev sahipliği yaptığı Ulusal Sinema Müzesi, şehrin simge yapılarından biri. 161 metrelik kule, 1859’da inşa edilmiş. Alt katlarındaki salonlarda etkileyici efekt ve maketlerle dönem filmlerinin canlandırıldığı, ortasındaki koltukları yatan kubbe sayesinde 3D efektli bir gökyüzü entelasyonunun seyredildiği bu müze; cam asansörüyle çıkılan nefes kesici manzarası ile büyük ilgi görüyor. www.museonazionaledelcinema.it






Mısır Medeniyetleri Müzesi

Şehrin bir diğer etkileyici kültür ve sanat olayı ise Mısır Müzesi’ndeki değerli koleksiyon. Bu sergi, bugüne dek Kahire’nin dışında açılmış olan en büyük daimi Mısır Sergisi. 

Via Academia Caddesi’nde yer alan, 5 katlı Museo Egizio’da sergilenen koleksiyon, Mısır Medeniyetinde yaşamı aktaran pek çok biblo, binlerce yıllık papirüsler ve gerçek mumyalar barındırıyor. 

Pazartesileri kapalı. www.museoegizio.org






Ulusal Otomobil Müzesi

¨Museo dell' Automobile¨ 170 otomobillik koleksiyonu ve her bir dönemin ayrı ayrı canlandırıldığı nefis renk, ses, ışık, kostüm, dekor oyunları ile dünyanın en geniş koleksiyonuna sahip otomobil müzesi. Ünlü Mimar Renzo Piano tarafından eski FIAT Fabrikası’ndan dönüştürülmüş Lingotto Kompleksi’nde, dev bir konferans salonu, sergiler, alışveriş merkezleri, 10 bin metrekarelik bir gastronomi marketi ile aynı alanda yer alıyor. Müze o kadar ilgi çekici tasarlanmış ki; otomobille yakından uzaktan ilgisi olmayan kadınlar bile (mesela ben) o stanttan bu sergiye; oraya heyecanla koşturuyor. At arabalarının, faytonların hüküm sürdüğü yıllardan başlıyor sergi. At ile sürülen faytonlar, önce buhar gücü ile sonra da içten yanmalı motor ile buluştuğunda dönüşüm başlıyor. Bugün klasikler olarak andığımız dönemler ve sonrasında aerodinamiğin keşfi ile başlayan stil dönüşümler. Lüks arabaların sergisi ile doruğa çıkıyor. Teknoloji en ileri seviyeye ulaştığında ise çevreci otomobiller dönemi başlıyor. Lingotto’ya Torino’nun merkezinden 5 dakika süren bir metro yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Pazartesi günleri kapalı. www.museoauto.it

Agnelli Müzesi


Torino'ya metro ile 15 dakika uzaklıktaki Lingotto Mahallesi'nde. Şehir'de en çok etkilendiğim müzelerden biri bu oldu. Fiat Fabrikası'nın kurucusu Agnelli Ailesi, eski fabrika binasını modern bir AVM'ye dönüştürmüş ama çine de muhteşem koleksiyonlarını sergiledikleri bir müze açmayı ihmal etmemiş Ünlü Mimar Renzo Piano tarafından eski FIAT Fabrikası’ndan dönüştürülmüş Lingotto Kompleksi’nde, dev bir konferans salonu, sergiler, alışveriş merkezleri, 10 bin metrekarelik bir gastronomi marketi (eataly) ile aynı alanda yer alıyor. http://pinacoteca-agnelli.it



Dünyayı değiştirecek hareket burada başladı; Slow Food!

Slow Food; yemeğin malzemesinin  nereden geldiği, nasıl yetiştiği, tadını oluşturan etmenleri ve yemek seçiminin kültürü nasıl etkilediği gibi sorulara cevap arayan bir hareket. Fast Food kültürünün aksine geleneksel beslenme kültürünün korunmasını, doymanın yanı sıra tat almayı amaçlıyor. 1986 yılında, uluslararası bir fast food zincirinin İtalya’ya ilk şubesini açması ile başlayan tepki sonucu, bir avuç gönüllünün girişimi ile Piomonte Bölgesi’nde başlatılmış. Bugün 100 binden fazla üyesi ve Dünya genelindeki 1,300 şubesiyle insan sağlığına en çok önem veren sivil toplum kuruluşlarının başında geliyor. Torino’nun her yerinde, malzemelerini organik pazarlardan seçen, katkısız ve doğal mönüler sunan Slow Food restoranı bulmak mümkün.

Festivaller kenti Torino 


Torino aslında İtalya’nın Roma’dan önce tarihteki ilk başkenti. İtalya’nın kuzeyinde olmasına rağmen, Milanoluların snopluğundan çok uzak bir yaşam var burada. Gelmeden önce 3 günde bitiririm dediğim kent o kadar büyük ve o kadar dolu ki; 3 koca gün ancak bir kısmını görmeye yetecek.

Torino’nun asıl alemet-i farikası ise 20-25 yıl öncesine kadar sadece sanayisi ile var olan bir kentten; gastronomi, sinema ve tematik müzeleri ile bugün bir konsept şehir  haline dönüşmesi. Tabi yeni nesillere adını ilk duyuruşu ise 2006’da ev sahipliği yaptığı Dünya Kış Olimpiyatları ile olmuş.


Kentte, yıl boyunca Slow Food’tan Toprak Ana Festivali’ne, Çikolata festivalinden sinema festivaline halka açık pek çok festival düzenleniyor.

Çikolata festivali; kalpleri yumuşatır!


Beni Türkiye’den alıp buralara atan, sadece 12 yıl içinde dünyanın en önemli çikolata festivali haline gelen “Festival di Ciccolato”. Buraya dikkat! Fuar demiyorum. Tüm şehrin sokaklarına yayılmış, halk için yapılan bir festivalden bahsediyorum.

Önceleri sadece Torino ve Kuzey italya’dan çikolata üreticilerinin katıldığı festivale; kısa bir zaman içinde halktan ve turistlerden büyük talep olduğunu gören dünya markaları da katılmaya başlamış.

Geçen yılın bilançosu ise şu... Festivalin düzenlendiği 2 hafta içinde resmi rakamlarla 560 bin, gayrı resmi rakamlarla 700 bin ziyaretçi! Üstelik bu yıl da Avrupa’daki krize rağmen; durum pek farklı değil. Otellerde yer bulmak imkansız, restoranlar ağzına kadar dolu, şehir, caddeler, sokaklar, mağazalar cıvıl cıvıl. 

Torino Festival Takvimi


Ocak
·       Yeni Yıl Konserleri

Şubat
·       Automotoretro:  Vintage Otomobiller Festivali

Mart
·       CioccolaTO: Uluslararası Çikolata Festivali
·       Piemonte Paylaşım Festivali: Kültürel seminerler, work shop’lar, konserler.

Nisan
·       Torino Uluslarası Tiyatro Festivali
·       Torino Uluslarası Tango Festivali
·       Uluslararası Turino Maratonu

Mayıs
·       Turino Uluslarası Kitap Fuarı

Haziran
·       San Giovanni Festivali:  Her yıl 24 Haziran’da şehrin tüm sokaklarında kutlanan tarihi kostüm festivali.

Temmuz
·       Kültürler Arası Sanat Festivali:  Etnik Dans ve Tiyatro Festivali.

Ağustos:
·       Farklı Kimlikler Festivali: Uluslararası Yemek ve Müzik Festivali.

Eylül
·       Musica : 80’in üzerinde elektronik jazz, pop, tekno pop konserinin gerçekleştirildiği ünlü festival.

Ekim:
·       Toprak Ana (Terra Madre) Festivali: Her yıl yaklaşık 150 bin ziyaretçinin katıldığı, benzersiz gurme lezzetler festivali.

Kasım
·       Artissima: Dünya üzerinden 200’ün üzerinde yeni galerinin katıldığı sanat ve enstelasyon festivali.
·       Luci d'Artista –Kış boyu Torino’nun önemli binalarının girişlerinde sergilenen heykeller festivali.

Aralık
·       Yeni Yıl Marketi – Yerel yiyeceklerin, süs ürünlerinin ve yeni yıl hediyeleliklerinin sergilendiği açık hava pazarı.

You Might Also Like

0 yorum

Belki bunları da seversin

About me