İlk iş; Frenze Card edinin!
Kişi başı 50 EU ya da aile başına 60 EU ödeyerek (2 yetişkin + 2 çocuk) satınalacağınız Firenze Card, size belli başlı tüm müzelere ücretsiz giriş imkanı sağlayacak. Çünkü, Floransa'daki müzeler tahininizden daha pahalı ve totale vurduğunuzda bu kart çok daha avantajlı hale geliyor.
Yürüyüşe başlıyoruz
Sizin de benim
gibi şehrin en önemli meydanlarından “Piazza
Della Signoria” meydanına çok yakın olan Hotel Della Signoria’da -www.hoteldellasignoria.com- kalacağınızı farz ederek gezi notlarıma oradan
başlıyorum…
Eski, küçük ancak konforlu ve temiz
bir otel. Her yere yakın. Özellikle bütün gün yürüdükten sonra, otele dönüp duş alıp tekrar dışarı çıkma şansınız var. Sabah kahvaltısını mutlaka otelin
tepesindeki terasta yapın. Nutellalı, sıcak kruvasanlı, iyi kahveli, başarılı bir kahvaltı. Otelin önündeki dar cadde
sizi dümdüz, Piazza della Signoria meydanına götürüyor. Otelin girişi bu caddeden değil, hemen yandan dar bir sokaktan giriş yapılıyor otele. Bu dar sokak da sizi küçücük
bir semt pazarına çıkarıyor. (Via Delle Terme caddesi) Bu pazar yeri, her gün kuruluyor, korkmayın.
Küçük ama çantadan fulara, deri ceketten hediyelik eşyalara her şey mevcut. Ama sıkı pazarlık yapın, etiket
fiyatından neredeyse yarı yarıya düşüyorlar.
İlk durak; kentin simgesi, Piazza Della Signoria
1504 yılının sonbaharında Floransalılar sıradışı bir olaya tanıklık ettiler: Normalde çok büyük olaylar için gösterilen dikkat ve ilgi ile, yağlı direkler üzerinde kaydırılarak taşınan tahta bir kafes içerisindeki Michelangelo'nun Davut heykeli, şehrin etrafındaki 4 saatlik yolculuğunun ardından Piazza della Signoria'ya ulaşmayı başardı. Ve hemen ardından Rönesans'ın en büyük şaheserlerinden biri ilan edildi. Heykelin ilk başlarda katedralde sergilenmesi düşünülüyordu. Ancak böyle güzel bir yeteneğin eserinin daha önemli bir pozisyona sahip olması gerektiği kararlaştırıldı. Floransalılar heykeli "Michelangelo'nun Devi" olarak isimlendirmişlerdi. Michelangelo Davut heykelini tamamladığında 30 yaşını bile doldurmamıştı. Ancak öylesine mucizevi bir eser yaratmıştı ki Roma'ya bizzat Papa 2. Giulio tarafından çağırılmıştı. Bu davetin sonrasında Michelangelo ünlü Sistine Şapel'ini boyayacaktı. Floransa, Michelangelo'nun doğumundan önce bir sanat ve kültür şehri olarak biliniyordu. Rönesans'ın kalbi olan şehirlerden biri olan Floransa'da Giotto, Masaccio ve Donatello gibi çok ünlü sanatçılar bulunmaktaydı. Ancak Floransa'ya asıl ününü kazandıran Michelangelo ve Leonardo da Vinci oldu.
İşte bu yüzden bu meydan bana ve Floransalılar'a göre kentin en ünlü meydanı. Ve güzelliği sadece David heykeli ile bitmiyor. David heykelinin hemen yanında Bandinelli’in çalışması olan “Herkül ve Cacus”, Ammannati’nin “Nettuno” eserleri yer alıyor. Hazır oraya kadar gitmişken, SVecchio Sarayı olarak da bilinen Floransa Belediye Binası da görün derim. Yine bu meydandaki başka bir şahaser; 14. yüzyılda Orcagna tarafından tasarlanan Loggia dei Lanzi isimli açık hava galerisi. Özellikle Rönesans klasizminin bütün özelliklerini taşıyan aslan heykelleri görülmeye değer. Loggia dei Lanzi’nin hemen arkasında bulunan Galleria delgi Uffizi de İtalya’nın en iyi sanat müzesi. Piazza della Signoria 5 numarada ise 1970 yılında Floransa’ya bağışlanan Alberto della Ragione’nin koleksiyonunu kaçırmayın.
Della Repubblica ve Cafe Gilli
Della Signoria Meydanı'nı arkanıza alıp, Piazza Della Repubblica Meydanına doğrudevam ederken, Rönesans döneminden kalma ve hala varlığını sürdüren mimari, büyüleyici. Della Rebubblica Meydanı'nın en can alıcı noktasında ise 1733 yılında açılan şehrin en ünlü pastanesi Cafe Gilli var. Hayatım
boyunca gördüğüm en güzel
pastanelerden. Sabahları kahvaltı, gün boyu aperatif (aperativo), akşamları da yemek ve içki servisleri var. Ancak
bütün İtalya’da olduğu gibi kahvenizi ve tatlınızı masada değil de içerideki barda, ayakta alırsanız çok
daha hesaplı. Özellikle kestaneli kiş’leri ve “çikolatalı -
portakallı milföy pastası” muhteşem. Sevgilinizi ya da arkadaşınızı kaybedecek
olursanız hep Gilli’nin köşesinde buluşun. Çünkü Della Repubblica Meydanı, Floransa'nın kuruduğu tarihten bu yana en ünlü buluşma noktası!
Savoy'da Paul Starck imzası
Gilli’nin solunda
ise ünlü Rocco Forte Savoy Oteli ve alt katında şık L'incontro Restoran var. Otel, ünlü Amerikalı dahi
tasarımcı Paul Starck tarafından yenilenmiş. Restoranı ise kurutulmuş domatesli beef tartar, mürekkep balıklı linguini gibi sıkı bir lezzetlerden oluşan bir sahip.
Ponte Vechio Köprüsü ve Güney Floransa
14. yüzyılda yaptırılan bu görkemli köprünün belki de dünyada eşi –
benzeri yok. Bu köprü ayrıca
Floransa’nın simgelerinden olan kuyum ustaları ve mücevhercilerle de ünlü. * Ponte Vecchio köprüsünü geçip dümdüz yürüdüğünüzde bu yol sizi içinde küçücük bir
Kilisenin (Santa Felicita Kilisesi) olduğu avluya çıkartıyor. Bu avluda sağlı sollu yerleşmiş küçücük restoranlar var. Tavsiyem kiliseyi karşınıza aldığınızda solunuzda kalan, ahşap masalı ilk restoran. Hamur işleri (özellikle gnihocci) ve gerçek ricotto
peynirinden yapılmış tiramisu muteşem!
Medici Sarayı
Burada yemeğinizi yedikten sonra avlunun önünden geçen
geldiğiniz caddeden aşağıya doğru yürümeye
devam ederseniz, Floransa’nın en köklü ailelerinden ve kuran ve renaissance akımının en büyük
destekçilerinden ünlü Medici’lerin sarayına ulaşacaksınız.
Sanat tarihiyle ilgilenenler için Boticelli’nin
ünlü “ilkbahar” ve Da Vinci’nin Magdalı Meryem tabloları bu müzede.
Ayrıca, sarayın içindeki kostüm müzesi ve sarayın bahçesi görülmeye değer. Kostüm müzesi öğleden sonraları 13.30’da açılıyor.
Sarayın tamamını gezmeye vaktiniz yoksa giriş kapısındaki gişeden sadece kostüm müzesi için bilet
alabilirsiniz. Müzenin önünde her daim uzun kuyruklar var.
Doumo (Santa Maria del Fiore) Katedrali
Eğer Cafe Gilli’nin bulunduğu meydandan Ponte Vecchio köprüsüne doğru değil de kuzeye (yukarıya) doğru devem ederseniz bu yollar sizi Duomo
Katedrali’nin (Santa Maria del Fiore Katedrali) bulunduğu “Piazza Del Duomo” meydanına çıkarıyor. İnşaatı 1296 yılında ünlü mimar Arnolfo di Cambio tarafından başlatılmış olan, Fiorentina Cumhuriyeti ve elbise tüccarlarının
zenginliği ile inşa edilen katedralin sadece kubbesinin inşaatı dört yıl sürmüş... Brunelleschi tarafından yapılan harikulade
kubbenin inşaatı 1434
yılında tamamlanmış... 16.
yüzyılın sonunda yıkılan ön cepheye ise geçtiğimiz yüzyılda eski özelliklerini koruyan
renkli mermerler kullanılarak yeni bir modern çehre kazandırılmış. Bu dev katedralin içini mutlaka gezin ve
benim için de bir dilek mumu yakmayı unutmayın. Çok görkemli, özellikle de
tavan freskleri ve Meryem Ana ikonları ile büyüleyici bir katedral... Alt
katında hediyelik eşya satan ufak
bir butiği var. Katedralin en heyecan verici kısmı ise Çan Kulesi! Kuleye çıkan 414 merdiveni, yukarıdaki nefes kesen Foransa manzarası için muhakkak kat edin.
Pitti Sarayı
Görkemli bahçesi
ile 15. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olan bu
heybetli saray; resimler, sanat eserleri ve Kraliyet odaları için yapılmış duvar halılarına ev sahipliği yapıyor... Özellikle kral ve kraliçelerin
yatak ve yemek odaları gibi günlük yaşamlarını geçirdikleri salonları gezerken tuhaf bir
"yaşanmışlık" hissine kapılıyorsunuz.
Uffizi Sarayı
Uffizi Müzesi,
Medici Ailesinin yönetim ofislerinin bulunduğu, muhteşem bir Rönesans sarayına da ev sahipliği yapıyor. Dünya'nın en güzel müzelerinden
birisi olan Uffizi, zengin resim, çizim ve baskı koleksiyonuna sahip. Cimabue,
Giotto ve Simone Martini, Botticelli, Della Francesca, Leonardo Da Vinci'nin
eserleri gibi bir çok ünlü eser müzede bu müzede sergileniyor.
Floransa'nın benzersiz damak tadı ve küçük lezzet sırları
Il Latini:
Toscana mutfağını denemek istiyorsanız Il Latini'ye
gideceksiniz! Il Latini'de 19.00 ve 21.00 için iki ayrı saate rezervasyon
yapılabiliyor. Rezervasyonsuz gitseniz bile kapıda iki kuyruk var. Bir kuyruk
rezervasyonsuz gelenlere öbürü rezervasyonlulara... Masalar boşaldıkça sırayla müşteri kabul ediyorlar. O kalabalığa rağmen servis de yemekler de mükemmel. Oturur oturmaz
masanın üzerine 2 litrelik hasır örgülü şişede özel şaraplarını
(Chiante) koyuyorlar. Yemek, İtalyanların değişik salam, soğuk etleri ve salatayla başlıyor. Çok farklı et ve makarna yemekleri var.
Fiyatları da ne ucuz ne astronomik. Restoranın adresini ve harita üzerinden
tarifini, otelin resepsiyonundan temin edebilirsiniz. Ben öğle yemeğinizi Santa Felicita Kilisesi’nin küçük avlusundaki
küçük, ucuz ama lezzetli restoranlarından birinde, akşam yemeğinizi de İl Latini’de yerin derim. Via dei Palchetti, 6R, 50123 Firenze / +39 055 210916
Gusta Pizza
O kadar meşhur, o kadar salaş ve o kadar meşguller ki, hala bir web siteleri yok. Önündeki kuyruk (hele haftasonuysa) gözünüzü korkutmasın, çünkü yiyeceğiniz muhteşem pizzalara 20 dakika beklemek değer. Özellikle margarita pizza üzerine, fırından çıktıktan sonra çeri domates, roka ve parmezan eklenerek hazırlanan Gusta Pizzayı muhakkak deneyin. Via Maggio, 46R, 50125 Firenze, +39 055 285068
Gelateria Dei Medici:
Kentin, benim gönlümdeki en iyi dondurmacısı. Burada “acı biberli &
çikolatalı” dondurmayı muhakkak deneyin. Aslında dondurma değil, ¨gelato¨ yapıyorlar ve bunun dondurmadan daha sağlıklı olduğu iddiasındalar. Gitmişken, armutlu bitter çikolatalı kanyaklı tartoletlerini de deneyin madem - Via dello
Statuto 3/5 r. - (+39) 055 475156 – http://www.gelateriademedici.com
Trattoria Mario:
İşte, San Lorenzo Mercato yani ¨gurme pazarı¨ ile ünlü San Lorenzo Mahallesi'ndeki favorim... Her gün başka bir mönü çıkaran yakışıklı İtalyan şef Mario'nun mekanı.
Özellikle Cuma günleri nefis balık spesiyallerine rastlamak mümkün. Bir de kurutulmuş marine ahtapotu, köz patlıcan ve parmesanla birleştirdiği piatto del giorno'su var ki; ömre bedel!
Alışveriş
Medici sarayına
giden caddede ünlü markalar yok ancak sağlı sollu küçük çantacılar, takıcılar, deri
eldivenciler ve kuyumcular var. Mutlaka ama mutlaka buradan kendinize 40 – 45
EU’ya kış için deri eldiven alın. Aklınıza hayalinize gelmeyecek renkler var.
Yine pazarlık yapmayı unutmayın. FLORANSA küçük butikleriyle ünlü... Ancak
Floransalılar siesta saatlerine düşkün olduğu için;
turistik dükkanlar bile genelde 13.00-16.00 arası kapalı olabiliyor. Alışveriş merkezi şehrin tarihi bölgesinde olduğu için turistik geziniz sırasında zaman kaybına yol açabiliyor.
Alışverişi ayrı bir güne bırakıp Gucci, Enrico Coveri, Emilio Pucci, Salvatore
Ferragamo gibi moda dünyasının gözde isimlerini bu bölgede bulabilirsiniz. İtalya’da İndirim zamanı Temmuz ortasından Eylül ortasına
ve Noel öncesinden Mart’ın ilk haftasına kadar devam ediyor. En ünlü
tasarımcılar fiyatları yarıya indirir, genç tasarımcıların giysilerini satan mağazalarda ise kelepir ürünler bulunabilir.
1 yorum
harika
YanıtlaSil